İzleyiciler

18 Ekim 2010

hayat

dünyaya gelip de kendimi bilmeye başladığım andan itibaren "hayat" ile ilgili çok ciddi sorunlarım oldu. anlamı, amacı, nedeni vs.. bir sürü soruyla yaşadım. ve anladım ki yıllar geçse de hiç bir şey anlamam mümkün değil. hayat öyle anlaşılmak için değil sadece yaşanmak için var.. ama bu yaşanmak için olan süreçte ben neden varım onu bir türlü çözemedim.

 ben kendi halinde sakin bir insanım, rutin bir hayatı bezginlik ve baygın bir ifadeyle yaşarım. halimden memnun olduğum söylenemez ama çok da şikayetçi değilim. çünkü; üzülmek ya da mutlu olmak için dışardan etkilere ihtiyacım olmaz. kendi içimde eğlenir kendi içimde hüzünlenirim. ama çevremde çok farklı hayatları olan bir çok insan var, onların hayatlarına uzaktan bakarak farklı deneyimler hakkında kendimce bilgiler de edinirim. en çok deney yapmaktan hoşlanırım. korkulacak bir şey olduğunu sanmıyorum ama zararsızım. kadın erkek ilişkilerinden anlamam, zaten bence kadın erkek ilişkisi diye bir şey de yoktur; mesele tamamen insan ilişkileridir. bu biseksüellik falan değil. karşındakine verdiğin değerle ilgili bir şey. aşkı ya da sevgiyi yaşama şekli. insan nasıl ki, işine, yaşadığı şehre ya da bir kitaba aşık olabiliyorsa; ilişki içinde olduğu insanlara (kadın erkek ayrımı olmaksızın) aşık olabilir. bu aşkla yaklaşır onlara, ilgilenir bu adeta ulvi bir görevdir. ama öyle bir dönem yaşıyoruz ki, yüzeysellikten öteye geçmesi imkan dahilinde olmayan"iletişim"ler kuruyoruz. "merhaba, nasılsınız?" bu kadar.. cevap mühim değil, çünkü soru önemsendiğimizden değil, alışkanlıktan soruluyor. nezaketen bile değil.. küçükken "Andımız" vardı, sabah sabah çatlak sesli ergen çocuklar bağıra bağıra "günaydın arkaaadaaşşlar!" derdi ve biz de bilinçsiz tekrar ederdik , gündelik hayatımız da aynı bunun gibi bilinçdışı yinelemelerden oluşuyor.
  bana sorarsanız, bunların adamı değilim. bu tarz ilişkimsilerden hiç haz etmedim , etmeyi de düşünmüyorum. ama çevremde gözlemlediğim pek çok ilişki b nehre kapılmış gidiyor... sorunsa hepimizin aslında aynı nehirde aynı yöne doğru sürüklendiğimizi göremememiz. büyük resme uzaktan bakmayı denediğimizde yaptığımız hiç bir şeyin, ayrı olmak için olanlar da dahil, aslında hiç bir nüansa sahip olmadığını görüyorum. çok acıklı bence. ister kürek çekelim, ister yüzelim, ister salda öylece oturalım; gittiğimiz yön aynı. aramızdaki tek fark belki de bazılarımızın kendilerine bir varış noktası belirlemiş olması.. benim öyle bir noktam yok. olmasını öyle çok isterdim ki, şu hayatı anlamlı kılacak bir menzilimin olmasını. ama rekabetçi değil, hırslı değil; sakin , huzurlu, yavaş...
çok şey istiyorum belki de... hayattan değil bu beklentim yanlış anlaşılmasın. o kadar edilgen olmayı istemem. kendimden beklentim bu. ama şöyle ufak bir sorunun var ki, günümüz kapitalist sistemi içinde bunlara ulaşmam, kendime kurtarılmış bölge açmam ancak delilik kismevi altında olabilir. zaten yapmak istediklerimi yapmaya kalksam bana deli diyeceklerine eminim. sorun değil. aklı başında olmak gibi bir kaygım olmadı hiç bir zaman. küçük şeylerle yetinmeyi severim. zaten en başta da dedim ya hüzünlenmek ya da mutlu olmak için başka bir nefese ihtiyacım yok. ama bir nefes varsa yanımda onunda benimle hareket etmesini isterim. madem yanımda, benimle bir "aşk"ı paylaşmak istiyor, hayatımı onunla paylaştığıma değsin.. bunu sevdiğim adamdan bağımsız söylüyorum.
konudan konuya atlamak olacak belki ama, son günlerde kendimi ifade etmede çok ciddi sıkıntılar yaşıyorum. ciddi olarak önem verdiğim dostlarımdan beklemediğim tepkiler alıyorum. bir tartışma falan değil kesinlikle ama araya mesafe koyma anlamında önemli yaşantılar. birlikte düşünülen şeyleri tek kendininmiş gibi göstermek mesela, ya da benim fikrimi sorduktan sonra eleştirmeleri. madem fikrimi öğrenmek istiyorsun öğren ama sonra bununla uğraşma hoşuna gitmedi diye.. ayvaş yavaş azaltmak istiyorum hayatımdaki insan sayısını. iyiden iyiye azalsın ve sonra kalmasın mümkünse belki de... yalnızlık zordur belki ama kalabalıkla yaşamak daha zor.. ben artık insanlara kendimi anlatmaya çalışmak için çok yaşlıyım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder